Haber
2018-12-03 11:29:47
Eğitim Bir Sen 13. Türkiye buluşması ve 42. Başkanlar Kurulu sonuç bildirisi

Eğitim-Bir-Sen 13. Türkiye buluşması ve 42. Başkanlar Kurulu Antalya’da gerçekleştirildi. Eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda, önümüzdeki dönemde yapılması tasarlanan çalışmalarla ilgili istişarelerde bulunuldu. 

Rize Eğitim Bir Sen Yönetim Kurulu ile ilçe Başkanlarımızın katıldığı, eğitim çalışanlarının sorunlarının ve çözüm önerilerinin ele alındığı toplantıda şu kararlar alındı: 

-Vicdan tutulması yaşanan bir çağda, zulümlerin, ölümlerin ve katliamların sıradanlaştığı bir dünyada, insan varlığının ve hayatının sadece istatistiki bir veri olarak görülerek zulmün görmezden gelinmesi, evrensel ilkelerin ve bunlara bağlılığın sorgulanmasını zorunlu kılmaktadır. Doğu Türkistan, Filistin, Suriye, Arakan ve Yemen başta olmak üzere, mazlum halklara ve insanlara karşı sürdürülen, insanlığın ortak utancı olan katliamları, cinayetleri, açlığa maruz bırakılmayı ve hak ihlallerini şiddetle kınıyor; insanlık âlemini zulme karşı durmaya, barış, adalet, özgürlük ve insan haklarını dünyamıza hâkim kılmak için sorumluluk almaya, zalime ve zulme dur demeye çağırıyoruz.

-Toplumun büyük çoğunluğunun beklentileri doğrultusunda son yıllarda hukuk devleti olmanın ve demokratikleşmenin bir gereği olarak hayata geçirilen toplumsal kazanımların, yargı darbeleri, keyfî tasarruflar ve oldubittilerle yok edilmeye çalışılmasının önünde kararlılıkla durulmalı; güçlü sivil toplum için gerekli siyasi irade ortaya konulmalıdır. Öğrenci andı, anma törenleri gibi ülkenin yakın tarihinde fay hattı hâline getirilen içerik ve ritüeller üzerinden gerginlik üreterek toplumsal kargaşa çıkarma heveslisi mihraklara fırsat verilmemelidir.

-Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte kamu yönetiminde yeni bir döneme girilmiştir. Bu yeni dönemin emeğe, kamu görevlilerine, sendikal hak ve özgürlüklere, toplu sözleşme hakkının kullanımı gibi alanlara yansımasına ilişkin belirsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Yeni hükûmet sisteminin toplumca benimsenmesinde ve kalıcı hâle gelebilmesinde başat faktör olarak, emeğe değer veren, kamu görevlilerine güvenen, toplu sözleşmeyle kamu görevlilerinin hak ettiklerini almasını sağlayacak adil paylaşımı tesis edecek, sendikal hak ve özgürlükleri daha da genişletecek bir yönetim anlayışı benimsenmeli; gerekli hukuki düzenlemeler bu çerçevede ivedilikle gerçekleştirilmelidir.

-2018 yılının özellikle ikinci altı aylık döneminde enflasyonun, maaş ve ücret gelirine bağlı çalışan kesim üzerinde oluşturduğu baskı, yaşattığı mağduriyet ve buna dayalı memnuniyetsizlikleri gidermek adına ‘Enflasyonla Topyekûn Mücadele’ kapsamında kamu görevlilerinin hak kayıpları giderilmelidir. Bu doğrultuda, enflasyon farkının yanı sıra kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışın enflasyonun altında kaldığı aylardaki gelir kaybının/maaşlardaki reel ücret azalmasının hesaplanarak, enflasyon tazminatı olarak 2019 Ocak ayı maaşlarıyla birlikte ödenmelidir.

-3600 ek gösterge ile ilgili verilen sözün gereği bir an evvel yerine getirilmeli; kadro ve unvan bazlı değil, memnuniyet katsayısını artıracak, tüm kamu görevlilerini kapsayacak ek gösterge artışını sağlayacak düzenleme yapılmalıdır.

-Kamu personel yönetiminin her aşamasında hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını öngören, kamu görevi üstlenme ve yükselme sürecinin yeteneğe ve kişilerin yetkinliğine göre belirlendiği, en nitelikli ve en ehil kişilerin görev yapma imkânı yakalayabildiği, liyakat ve kariyer temelli, kapsamlı ve kalıcı bir kamu personel sistemi kurulmalıdır.

-Kamu hizmetinin devlet memurları eliyle yürütülmesinin asıl olduğu gerçeğinden hareketle, ücretli- sözleşmeli öğretmenlik önceliğinde kamu personel sisteminde sözleşmeli personel uygulamasının sona erdirilmesi, kadrolu istihdam dışındaki her türlü istihdam şekline son verilmesi; mülakat gibi kamu vicdanını yaralayan ve adaletsizlik üreten personel alım uygulamalarından da vazgeçilmesi hem toplumun genel beklentisinin hem de devletin kamuda kaliteli hizmet vermesinin gereğidir.

-Anayasal hakları kısıtlayan, eş ile iş arasında tercih yapmaya zorlayan sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, öğretmen açığı sözleşmelilikle değil, ilave tazminat gibi teşviki yöntemlerle giderilmelidir.

-Ülkemizin eğitim sisteminin gelecek projeksiyonunu betimleyen 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nin içerdiği tespitleri ve hedefleri yerinde bulmakla birlikte, çözüme yönelik boşlukların tamamlanmasını, belirsizliklerin giderilmesini bekliyoruz. Eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm bulunmadan, özlük hakları iyileştirilmeden, eğitim alanındaki çalışmalara katkıları ve destekleri alınmadan, 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde üretilecek politikaların ve alınacak kararların, uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği sağlanamaz.

-Millî Eğitim Bakanlığı’nın, öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenin değerinin anlaşılması ve gereğinin yapılması konusundaki söylem değişikliğini olumlu buluyoruz. Bununla birlikte, öğretmenleri moral ve motivasyon açısından çökerten, eğitim sisteminin köküne dinamit koymakla eş değer sorunlu uygulamaların geçmişte bırakılarak, eğitim çalışanlarının eğitim-öğretim faaliyetlerinin en önemli aktörü ve vazgeçilmez unsuru görülüp saygınlığının artırılması noktasında söylemden icraata geçilmesini sağlayacak somut ve kalıcı adımlar bekliyoruz.

-Sendika olarak önerdiğimiz öğretmenlik meslek kanunu düzenlemesi yapılmasına 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer verilmesini yerinde ve gerekli görüyoruz. Ancak, haklı beklenti ve taleplerin karşılandığı, öğretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının, mesleki özerkliklerinin ve iş güvencelerinin tanımlandığı, öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu bekliyor; bu doğrultuda her türlü katkıya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.

-Eğitim çalışanlarının, her geçen gün dozu artarak devam eden, kimi zaman da ölümle sonuçlanan şiddet olaylarının mağduru hâline getirilmesini kınıyor; samimiyet, fedakârlık ve sabır da gerektiren bir mesleği icra eden eğitimcilerin her zaman yanında olduğumuzu bir defa daha dile getiriyoruz. Şiddet olaylarına karşı caydırıcı tedbirler getirecek, eğitimciyi darbedenlere, onlara karşı cürüm işleyenlere hak ettikleri cezaların verilmesini sağlayacak hukuki düzenleme ihtiyacının ve talebimizin ivedilikle karşılanmasını istiyoruz.

-Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi raporumuzda ifade ettiğimiz üzere, okul yöneticiliğinin profesyonel uzmanlık alanı, bir kariyer basamağı olarak yapılandırılması ve özlük haklarının iyileştirilmesi önerimizin 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer bulması memnuniyet vericidir. Okul yöneticiliğinin bir kadro unvanı olarak yapılandırılması ve özlük haklarının iyileştirilmesi süreci ivedilikle sonuçlandırılmalı; kurumsal bilgi birikimi ve tecrübenin değerlendirilmesi noktasında kazanılmış haklar korunmalıdır.

-Eğitim-öğretim faaliyetinin verimli ve nitelikli bir şekilde sürdürülmesinde emekleri ve hakları inkâr edilemeyecek şef, memur, hizmetli ve diğer kadrolarda görev yapan eğitim çalışanlarının özlük haklarının yetersizliği göz önüne alınmalı, daha verimli bir kamu hizmeti için özlük haklarında mutlaka iyileştirme yapılmalıdır.

-Üniversitelerimizin araştırma-geliştirme ve kamu hizmeti vizyonu ekseninde bilimsel üretime ve toplumsal hizmete öncelik veren kurumlara dönüştürülmelerinin ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunabilmelerinin ön şartı olan rektörlerin yetkilerinin sınırsızlığı, keyfî kullanımı ve denetimsizliği gibi, yükseköğretim sisteminin geçmişten gelen oligarşik yapısını güçlendiren tutumlara, yasakçı, baskıcı, keyfî yönetim anlayışına ve uygulamalara son verilmeli; buna zemin sağlayacak hukuki düzenleme gerçekleştirilmelidir.

-Üniversitelerimizin kendilerinden beklenen toplumsal katkıyı sunabilmeleri için akademisyenlerimizin iş güvenceleri sağlanmalı, mali hakları ve çalışma şartları iyileştirilmeli, zamanlarını araştırma ve bilgi üretmeye hasretmelerini sağlayacak ve motive edecek bir akademik çalışma ortamı oluşturulmalıdır.

-Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik, akademik personel açısından pek çok belirsizlik içermektedir. Bu belirsizliğin keyfî tasarruflarla akademisyenlerin norm kadro fazlası sayılarak başka üniversitelere zorunlu olarak gönderilmesine ve akademik yükselmelerinin engellenmesi amacıyla kullanılmasına müsaade etmeyeceğimizi, akademisyenlerimizin haksızlığa uğratılmasına fırsat vermeyeceğimizi deklare ediyoruz.

-Üniversitelerimiz, akademik ve idari personeli ile bir bütündür. Akademik personele tanınan bazı temel mali ve sosyal haklar idari personele de verilmeli; üniversite idari personelinin özlük hakları ile çalışma şartları kamu personel sistemi içinde kendi özgün koşullarıyla yeniden kurgulanmalıdır.

-Görevde yükselme sürecinin kamu kurumları açısından işler hâle getirilerek kamu görevlilerinin kurumsal yükselme yolları açılmalı; özellikle bütün kamu üniversitelerini kapsayan, merkezi ve periyodik görevde yükselme süreci bir an evvel işletilmelidir.

-Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün tüzel kişiliğinin korunması, ayrı bir genel müdürlük olarak hizmetini sürdürmesi ve her hâlükârda kurum personelinin kadro unvanları özelinde hak, görev, yetki ve sorumluluklar yönünden tüzel kişilik dönemindeki özlük haklarının ve statünün korunması sağlanmalıdır.

-İnsanlığın ortak birikimi olarak kabul ettiğimiz evrensel ilke ve değerlere dayalı, insan onurunun mutlak şekilde korunduğu bir dünya düzeni, emeğin değerinin tartışılmaz olduğu bir çalışma hayatı inşa etmenin gerekli ve mümkün olduğuna inanıyoruz. Ortak değerlerin, sendikal eylemlerin ve hedeflerin teşvik edilmesi ve birlikte sürdürülmesi gerekliliğinden hareketle, uluslararası alandaki sendikal iş birliği çabalarımızı kararlılıkla yeni platformlara taşıyacağız.

-Yeni bir döneme girmiş ve daha da güçlenmiş teşkilatımızla, mücadele ruhumuzu kaybetmeden, geldiğimiz noktayla yetinmeden, bizden umutlu olanlar, bize bel bağlayanlar, mazlumlar, mağdurlar ve eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu çalışanları için, dün olduğu gibi, bugün de yarın da daha çok çalışacak, çaba harcayacak, azimle, kararlılıkla, alın ve akıl teri dökmeye devam edeceğiz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen