Rize 1 Şubesi

İl Divan Toplantısını Gerçekleştırdık

Eğitim Bir Sen Rize şubemizin yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanlarımız ve yönetimleri, kadın kolları başkanımız ve yönetimi sizleri en kalbi duygularımla, sevgi ve hürmetle selamlıyorum. İl divan toplantımıza hoş geldiniz.

Başkan Seyfettin AFACANLAR: Eğitim-Bir-Sen, köksüz ideolojik hareketlerin sosyolojisini kurmaya çalıştığı bir dönemde, kadrolarını birbirine aktararak biriktirdiği alın teriyle ve zihin devrimiyle zor şartları aşarak; diriliş ve direniş fikrinden aksiyona, kendi dilini ve sosyolojini kurarak örgütlü mücadelesini zirveye taşımış, oradan yeni ufuklara yönelmiş, emeğin ve umudun buluşmasıdır. Bizim kuruluşumuz, sancılı dönemlerin yoğurduğu mayanın doğurduğu bir haykırıştır. Kurulduğumuz dönemde tehdit aldık, baskı gördük, kamuda yıldırma faaliyetlerine maruz kaldık. Biz ülke gerçekleriyle yoğrularak var olduk. Dünden bugüne haklı olmak kadar güçlü olmak gerektiğinin de ispatı olduk. O yüzden şuurumuz derin, tarih bilincimiz yüksek, tecrübemiz çok, hedeflerimiz büyüktür. Modern zamanlarda hak arayışını kurumsallaştırmayan meslekler, hükümetler ve yönetenler karşısında çok zor durumda kalırlar diyen;

Başkan AFACANLAR: Emek mücadelesine umut olan sendika olarak, her yıl büyüyerek, yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Bu yıl 15 Mayıs üye mutabakat metinlerini imzaladık. Büyümemizi sürdürmekle birlikte, bazı üniversitelerde yetki alarak 433 bin 819 üyeyle, eğitim hizmet kolunda örgütlenmiş 40 sendikanın toplamına 82 bin 665 fark atarak, yeni bir sayfa açtık, kendi destanımızı yeni bir safhaya taşıdık. İlimizde 2320 üye ile en yakın sendikaya 1165 fazla, tüm diğer sendikaların toplamından 786 daha  fazla üyeye ulaştık.

Dava arkadaşlarımızın ruhlarıyla yoğurduğu cümlelerle, ihmal etmeyen, sonraya bırakmayan, sorunun değil çözümün parçası olan yaklaşımla, yüksek dayanışma duygusuyla el verenlerin, omuz verenlerin, gönül verenlerin dinamizmiyle başardık. Bu büyük teşkilata emek veren, ruh veren üyelerimizi, işyeri temsilcilerimizi, kadın kollarımızı ve şube yöneticilerimizi kutluyor, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Güncel politik dalgalanmaların sarsamayacağı zor zamanların cesur emekçileri, bu davanın, üstlendikleri mesuliyetin bilincinde oldukları için, samimiyeti, özverisi ve adanmışlığı sayesinde hak, emek ve özgürlük bayrağı hiçbir zaman zirveden inmedi.

Bizim kimliğimizin eylem ve adanmışlık ahlakını çizen öncülerimiz vardır. Biz, “Her eylem yeniden diriltir beni” haykırışıyla haksızlığa karşı direnmeyi kuruluş felsefesi olarak kabul eden kurucu genel başkanımızın asil duruşunu kurum misyonuna dönüştürmeye çalışan asil kadrolarız dedi.

AFACANLAR: Biz, Erdem Bayazıt’ın, “Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın” dizelerini bizim için yazdığına inandık.

Yeryüzünde alın terinden daha güçlü bir silahın olmadığını, Efendimiz, “Hiç kimse kendi el emeğinin karşılığından daha güzel bir şey yememiştir” derken övülenin alın teri ve emek olduğunu biliyorduk. Alın teri ve emeğin mücadelesiyle beraber insan olmaktan kaynaklanan haklarımızı gasbedenlerle de amansız bir kavgaya tutuştuk. Bu kavgada, vesayetçi iktidarların doğasını anlamakla kalmadık, insanlığımızın, onurumuzun, emeğimizin ve özgürlüğümüzün hiçbir kurumun, sınıfın ihsanına / ikramına muhtaç ve mecbur olmadığını gösterdik.

Sendikal hakların ancak demokratik bir sistemde kullanılabileceğini; gerçekten özgür ve bağımsız bir sendikal hareketin, insan haklarının korunduğu ve bu haklara saygı gösterildiği yerlerde gelişebileceğini, yaşayarak, mücadele ederek öğrendik.

Şimdi yeni bir toplumsal sözleşme ve sosyolojinin içindeyiz, bu yapı içindeki siyasi, ekonomik, kültürel bileşenler, dinamik yüzleşme ve rekabet hâlindedir. Küresel ticaretin giderek küresel bir sömürü düzenine dönüştüğü, adil bir dünyanın daha da ütopik hâle geldiği, yeni paylaşım haritalarının uygulamaya geçirildiği, tarihin çok özel bir anında yaşadığımızı biliyoruz.

Sendikamızı yeni nesillere umut yapan ana unsurların; usulümüzü ve üslubumuzu şekillendiren ilke ve değerlerimiz, medeniyet coğrafyamız, milletimiz ve üyelerimizle kurduğumuz güçlü bağlarımız, güçlü teşkilat yapımız olduğunu unutmamalıyız diyen;

AFACANLAR: Bizi her daim diri tutan bir geçmişimiz var. Kendini siyaset üstü, imtiyazlı sınıf olarak tanımlayan asker-sivil bürokrasinin egemen olduğu, bu ülkede yaşayan herkesin bu yapının bir nesnesi hâline getirilmeye çalışıldığı Türkiye’de varoluş mücadelesini başlattık. Baskıcı, adaletsiz, despotizme rağmen her birimizde var olan bilincin dirilişe ve direnişe, hak arama formu olarak sendikal örgütlenmeye dönüşmesi kolay olmadı.

27 sene önce, “Herkes için adalet, herkes için özgürlük, hakça paylaşım”, “Hiçbir kurum ya da ideoloji, insan hayatından ve onurundan daha önemli değildir. Hak ettiğimizden daha azına asla razı olmayacağız!” diyerek başlattığımız mücadelenin bugünlere gelmesinde emeği geçen bütün teşkilatımıza teşekkür ediyorum.

Hak ve adalet, emek ve ekmek, özgür millet ve adil devlet için mücadele veriyoruz.Eğitim-Bir-Sen imzasıyla elde edilen haklar da, tarihe gömdüğümüz yasaklar da tarihin kaydı altındadır. Eğitim sistemi ve felsefesi üzerindeki vesayet çemberinin parçalanmasının her evresinde fikrimiz, terimiz, gayretimiz vardır dedi.

Başkan Seyfettin AFACANLAR: Sitem eden değil, sistem öneren çözüm odaklı sendikacılık yapıyoruz.Ders kitaplarının ‘dert’ kitabı olmasına son verilmesini sağladık. İnsanı öteleyip bilgiyi önceleyen müfredata itiraz ettik. Raporlar, odak analizler hazırladık. ‘Sözleşmelilik son bulmalı, kamu sözleşmeli istihdam yanlışından kurtulmalı’ dedik, bunun için mücadele verdik, veriyoruz. Atamalarda, görevde yükselme ve unvan değişikliğinde personeli memnun etmenin esas olmasını istiyoruz. Doğruları alkışladık, hataları eleştirdik, eksikleri söyledik, önerilerimizi yetkililere ilettik.Kariyer-liyakat sistemini isteyen biziz. Kadrolaşmaya, torpile, nepotizme karşı; kariyer ve liyakatte uzmanlaşmayı, işte ustalaşmayı ilke edindik. Yurt dışı çalışmalarımızın iki sonucu var: ‘Bugüne kadar niye gelmediniz’ eleştirisi, ‘İyi ki geldiniz’ sevinci. Emeğin sömürüldüğü kapitalist bir dünyada ortak mücadele alanlarının çoğaltılmasının ve emek örgütlerinin iş birliği içinde hareket etmelerinin öneminin farkında olarak çalışmalarımız devam edecektir diyen;

Başkan AFACANLAR : 5. toplu sözleşme öncesi ‘Talebiniz teklifimiz olsun’ diyerek, herkesin fikrini aldık, herkesle birlikte karar verdik. Tekliflerimizde eksik de sorun da yoktu. Makul ve makbul tekliflerdi. Bu tekliflerde ‘ben yokum’ diyebilecek kadro ve unvan, ‘biz unutulmuşuz’ diyebilecek kurum, ‘çözüm sunulmamış’ denilecek sorun yoktu diyecek kadar iddialıyız. Toplu sözleşme sürecinin her alanında yeterliliğimizle göz doldurduk. Toplu sözleşme tekliflerinde isabetimiz, müzakerelerde ehliyetimiz, hakem kurulu sürecinde konulara hâkimiyetimiz gündem oldu. Kamu İşveren heyeti müzakerede uzlaştı, tutanakta şaştı. Üzerinde uzlaşılan konuların geçmişteki toplu pazarlık pratiği görmezden gelinerek tek taraflı bir tespit tutanağıyla yok sayılmasının, eğitim çalışanlarının sayısal çoğunluğunun ve varlığının toplumsal bir güç yerine bir yük olarak görülmesinin, eğitim çalışanları adına esef verici, çalışma hayatının geleceği açısından ise kaygı vericidir. Kamu işvereni kazandıracak teklif sunmadı, biz de kazandırmayan teklife imza atmadık. İmza atmak kadar atmamak da doğaldır. Hakem kurulu kararına manifesto niteliğinde 84 sayfalık şerh düşen ahlakı sendikal tarihe harf harf işledik.

Bu son toplu sözleşmede dönemsel kazanımlar veya kayıplar ötesinde doğrudan sistemi olumsuz etkileyecek skandal hatalar, usulsüzlükler yapılmıştır. Kamu İşveren Heyeti’nin evvela hukukî ilkeler ve devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan keyfî tutumu, ‘ben yaptım oldu, ben yaparım olur’ mantığı ile süreci de sistemi de zedeleme hatta tahrip etme riski taşımıştır.

Devlet, tarihsel kökleri olan kabul edilmiş değerler etrafında güvendir, istikrardır, devamlılıktır. Devlet yönetiminde şeffaflık ve devamlılık esastır. Nizamın olmadığı, kişiye ve döneme göre kararların alındığı yerde, ideal devlet yönetiminden bahsetmek mümkün değildir. Sendikal hakların geliştirilmesine yönelik beklentiler içinde olduğumuz bir dönemde devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bir toplu sözleşme deneyimiyle karşı karşıya kaldık.

Başkan Seyfettin AFACANLAR: Bugün yeniden söz konusu olan uzlaşmazlık sürecinde Kamu İşveren Heyeti, hem yıllarca verilen mücadele sonucu elde edilen kazanımları tartışmaya açarak, hem geçmiş toplu sözleşme teamüllerini görmezden gelerek, hem de yasanın açık hükümlerini ihlal ederek imza atmaktan imtina etmek suretiyle geçmişte zihnimizde hiç de iyi bir iz bırakmayan “dün dündür bugün bu gündür” anlayışını hatırlatmıştır.

Bugün sendikaların “mümkün değil” dedikleri birçok kazanımı imkânlı kıldığımızı ortadadır. Amacınız kamu görevlilerinin kazanımları olursa tüm yasal imkânları sonuna kadar zorlarsınız. Sendikal mücadelenin zeminini sağlamlaştırarak, kamu görevlilerinin kazanımlarını perçinleyerek sendikacılık yapmak bir kültür ve birikim işidir. Sendikal olarak altında imzamız olan birçok kazanımın temelinde de bu inanç yatar diyen;

Başkan AFACANLAR : Toplu sözleşme sürecinin sonunda üç önemli gerçek ortaya çıktı. Kamu İşveren Heyeti’nin güvenilirliğinin, toplu sözleşme yasasının yetersizliğinin ve hakem kurulunun adaletsizliğinin tarihe kaydolduğunu gördük. Bu günden sonra toplu sözleşmenin aksak taraflarını gidermek için çaba harcayacağız.

Hükümete çağrımızdır;

Mesleğe destek, geleceğe hizmet’ niteliğinde bir meslek kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır.

3600 ek göstergeyle ilgili verilen sözlerin, icraya dair belgelerde yer alan taahhütlerin gereği bir an evvel yerine getirilmelidir.

Vergi diliminin biran önce düzenlenerek, memuru mağdur etmesi önlenmelidir.

Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi, özür atamalarının ivedilikle yapılması için gerekli düzenlemenin yapılması gerekmektedir. 

Geride bıraktığımız yıllarda birçok eğitimci arkadaşımızın kurbanı ve mağduru olduğu şiddet illetinin önlenmesi için caydırıcı tedbirler alınmalı, Bakanlık bu konuda öncü rol üstlenmelidir.

Okullara, zorunlu harcamalarını yapabilecekleri, daha nitelikli bir eğitim hizmeti yürütebilmeleri için ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir bütçe verilmelidir. Hizmet üretmeye çalışan kurum yöneticilerini töhmet altında bırakmayacak, veliyle karşı karşıya getirmeyecek, hak etmedikleri muamelelere maruz bırakmayacak önlemler alınmalıdır. Bakanlık, okul bazlı ödenek tahsisinin yapılmasını sağlayarak, her eğitim-öğretim yılı başında yöneticilerini tartışmaya açacak bu tür durumların önüne geçmelidir.

Başkan Seyfettin AFACANLAR: Eğitim sisteminin verimliliği, niteliği ve sürekliği konusunda fedakârca emek veren, büyük rol üstlenen, eğitim hizmetinin ayrılmaz parçası hizmetli, memur, şeflerimiz başta olmak üzere, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı personelinin alın terinin karşılığı olarak mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır.

Halen ikinci görev statüsünde devam ettirilen eğitim kurumu yöneticiliği; sendikamızın “Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer” raporunda tanımladığı, Bakanlığın da 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde betimlediği şekliyle profesyonel meslek statüsüne kavuşturulmalı, kazanılmış haklar korunarak liyakat ve mesleki ilerleme ekseninde kurgulanmalıdır.

AFACANLAR: Yüzlerce talebimizi burada sayamayacağız fakat yukarıdaki talep ve çağrılarımız karşılıksız bırakılmamalıdır. Adaletin ve barışın hâkim olduğu bir dünya için, daha nitelikli bir kamu hizmeti yürütülmesi için, emekçilerin alın terinin karşılığını almak için verdikleri mücadelenin sınırlarının genişletilmesi için, daha verimli bir eğitim sistemi için bu taleplerimizin karşılanması, çağrılarımızın karşılık bulması, geleceğimiz adına elzemdir dedi.

Başkan AFACANLAR: Bundan sonra, örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapmaya devam edeceğiz. Şimdi düşünme, planlama, yenilenme, azim ve kararlılıkla çalışma zamanıdır. ‘Bir Bilenle Bilge Nesil’ çalışmasını sürdüreceğiz; ateizm, deizm, cinsiyetsizleştirmeye karşı mücadele edeceğiz. İstanbul sözleşmesinin toplumda oluşturduğu travmayı ve yarınlara ilişkin tehlikeleri, birilerinin konforunu bozsak, canını sıksak da ifade etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim bu topluma ve bu toplumun geleceğine sahip çıkmak gibi bir borcumuz var. İHH ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ projesini bu yıl da sürdürüyoruz. Serbest kıyafet eylemimiz devam ediyor.2.nöbete katılmama kararı aldık. Mesai saatleri haricinde ve hafta sonları angarya niteliğindeki mesleki çalışmalara katılmama kararımız devam ediyor. Sorunların çözümü için ter akıtacağız, haksızlığa uğrayanların yanında olacağız. Okullarımızı gezmeye, çalışanlarla bir araya gelmeye devam edeceğiz.

Rize’mizde sendikamızın yeri artık kendi mülkümüz, inşallah hep birlikte bu mekanda hayırlı hizmetlere imza atarız. En az haftada bir gün uğrar çayımızı içerseniz, memnun oluruz.

 Eğitim camiamız çok büyük ve çok geniş, öğretmeni, öğrencisi, velisi  herkes bizlerden kendi sorunlarını çözmemizi istiyor, bekliyor ve de çözeceğimize inanıyor. Sendika genel merkezi olarak, ilimiz olarak gelen talepleri elimizden geldiği kadar karşılamaya çalışıyoruz.Fakat bazen bazı konularda istenilen sonuç alınamayabiliyor.Bu durumu da normal karşılamak gerekiyor.Çünkü biz icra makamı değiliz bir sivil toplum örgütüyüz,haklı olduğumuz yer de baskı unsuruyuz.İcra makamına baskı yaparız bazen kabul görür bazen kabul görmeyebiliyor.

20 ekimde Trabzon da Genel başkanın açılışına katılacağı günübirlik bölge teşkilat toplantısı olacak.Toplantıya yönetin kurulu,denetleme asil ve disiplin asil üyeleri,kadın kolları ve üyeleri,ilçe temsilcileri ve yönetimleri iştirak edecekler.  

Başkan Seyfettin AFACANLAR:  Sözlerine son verirken bu duygu ve düşüncelerle katılımınız için tekrar teşekkür eder,saygılarımı sunarım dedi.